Ana Sayfa

 

ECEZTU Lİ-MEN YEŞA’U FULAN – TA’LİKU’L-İCAZE

İCAZE MUALLAKA:

 

İcazet'in beşinci çeşididir ve tayin edilmiş yahud edilmemiş bir kimsenin arzusuna bırakılmış şeklidir. Böyle bir icazet'i Şeyh 'Eceztu li-men yeşa'u fulanun (falan'ın dediği kimseye (veya kimselere) icazet verdim) gibi bir eda lafzı kullanarak verir Hadislerinin rivayet edilmesinin iznini kendi insiyatifinden çıkararak başka birinin arzusuna bırakır.

 

İbnu's-Sallah'a göre bu kabil icazette rivayet'i şart'a bağlamak ve mucazun leh'in cehaleti söz konusudur. Bu itibarla kuvvetli olan görüşe bakılırsa caiz değildir. Nitekim öyle olduğundan buna ta'liku'l-İcaze (icazet'i başkasının arzusuna bırakmakta denilmiştir. Şafii Alimlerinden Ebu't-Tayyibi't-Taberi bu görüştedir. Gerekçesi, mechul bir kimseye icazet kabilinden olmasıdır. Bu yönden tıpkı mucazun leh'i tayin etmeden Eceztu li ba'di'n-nas veya Eceztu ba'de'n-nas (bazılarına icazet verdim) gibi bir ifadeyle icazet vermeye benzer. Dolayısyla batıl olur. Batıl olmasının bir sebebi de vekalet-i ta'lik etmeye benzemesidir. icazet in şarta bağlanmış olması da icazet li'l-mechulün sahih sayılmayış sebeplerindendir; zira kaide olarak cehaletin ifsad ettiğini şarta bağlamak da ifsad eder. (ulum,138,9).

 

Bununla beraber Hanbeli Alimlerinden Ebu Ya'la ibn-i'l-Ferra ile Malikilerden Ebu'l-Fadl Muhalled b. Ubeydillah b. Umrus bu nevi icazet'i caiz görmüşlerdir. İbn Umrus'a göre Muallak icazette her ne kadar cehalet varsada, bu cehalet, isteğine bırakılan kimsenin dilemesi halinde kalkar, mucazun leh tayin edilmiş olur. Bu itibarla batıl olması lazım gelmez.

 

Hanefilerden Ebu Abdillah'a göre ise bu türlü icazet'in Muallak bırakılmış vekalet'e kıyas edilmesi sahih değildir; zira vekil, kendisine vekalet verenin azletmesiyle vekaletten düşer. Oysa mucazun leh, icazet verenin rucu etmesiyle  rivayetten men edilmiş olmaz (tecrid mukaddimesi, 427).

 

icazet veren Şeyh bazen icazet verdiği kişiyi belirtmekle birlikde rivayet'i onun arzusuna bırakır. Bu da bir nevi icazet mu'allaka sayılır. Böyle durumda muciz, eda sırasında Eceztu fulanen inşa'e'r-rivaye (falancaya rivayet istediği takdirde icazet verdim) gibi bir eda lafzı kullanılır.